T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2020-33819 Karar:2023-1031 Karar Tarihi:13.02.2023

ÖZET: Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen sözlerinin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, Nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.

(5271 S. K. m. 231, 260) (1412 S. K. m. 305, 310, 317) (5237 S. K. m. 50, 52, 62, 125)

 

Dava ve Karar: Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibariyle 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKİ SÜREÇ

 

Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, anılan maddenin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 7.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

Sanık müdafinin temyiz isteği, sanık hakkında hatalı gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığında karar verildiğine, vesaire ilişkin olduğu belirlenmiştir.

 

O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği, itiraz merciinin kararına yanlış anlam yüklenerek sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesine, soruşturma aşamasında tanık olarak ifadesi alınan … ile tutanak mümzii …’nin duruşmada ifadesi alınmadan ve gerekçesiz şekilde hüküm kurulması sebebiyle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Sanığın katılan doktora ayağındaki rahatsızlık nedeniyle muayene olduğu muayene sonucunda katılanın kendisine reçetesini yazdığı, ancak sanığın daha sonradan doktordan grip ilaçlarını yazmasını da istediği, bunun üzerine doktorun kendisini muayene etmesi gerektiğini söylemesine rağmen ”İlla yüzüne mi hapşırmam lazım, suratsız doktor.” dediği ardındanda koridora çıkarak ”Bu ne biçim doktor.” şeklinde sözlerine devam ettiği böylece üzerine atılı suçu işlediği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.

 

IV. GEREKÇE

 

Sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının bozma sebebi dışındaki temyiz istemleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir.

 

Ancak,

 

1. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.

 

Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen sözlerinin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,

 

2. Kabule göre de; 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasını talep eden sanık hakkında, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ”sanık hakkında Ağır Ceza Mahkemesine itiraz nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırıldığı anlaşıldığından” şeklindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

 

Nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.

 

V. KARAR

 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafinin ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle BOZULMASINA,

 

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

13.02.2023 tarihinde karar verildi. (¤¤)