ÖZET:
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlilerine veya sivillere yönelik her türlü ağır eleştiri ya da rahatsız edici sözler, hakaret suçu kapsamında değerlendirilemez; sözlerin açıkça onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını ya da sövme fiilini oluşturması gerekir.
Olay günü sanığın katılana söylediği kabul edilen sözlerinin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
(5271 S. K. m. 231, 260)
(1412 S. K. m. 305, 310, 317)
(5237 S. K. m. 50, 52, 62, 125)
DAVA VE KARAR:
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibariyle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 125/4, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 7.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği, sanık hakkında hatalı gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesine ilişkindir.
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği ise; itiraz merciinin kararına yanlış anlam yüklenerek sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenen kişilerin duruşmada dinlenmeden ve gerekçesiz şekilde hüküm kurulması gerekçelerine dayanmaktadır.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, katılan doktora ayağındaki rahatsızlık nedeniyle muayene olduğu, doktorun reçete düzenlediği, ancak sanığın daha sonra grip ilaçları da istemesi üzerine doktorun yeniden muayene etmesi gerektiğini belirtmesi karşısında sanığın “İlla yüzüne mi hapşırmam lazım, suratsız doktor.” dediği, ardından koridorda “Bu ne biçim doktor.” şeklinde sözlerine devam ettiği, böylece üzerine atılı suçu işlediği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının, bozma nedeni dışındaki temyiz istemleri ile diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak:
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır. Bu suçun oluşabilmesi için davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı zamana, yere ve duruma göre değişebilir. Her türlü ağır eleştiri veya kaba söz hakaret kapsamında değerlendirilmemeli; sözlerin açıkça onur, şeref ve saygınlığı rencide edici nitelikte somut bir fiil isnadı veya sövme içermesi gerekir.
Olay günü sanığın sarf ettiği sözler nezaket dışı ve rahatsız edici olsa da, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyecek düzeyde olmadığı göz önüne alınmadan mahkûmiyet kararı verilmiştir.
Kabule göre de; 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 5. fıkrası gereği, sanık hakkında kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları değerlendirilip yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda kanaat oluşturularak karar verilmesi gerekirken, yalnızca itiraz nedeniyle daha önceki HAGB kararının kaldırıldığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, isabetsizdir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafinin ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, hükmün;
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 321. maddesi gereğince, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi. (¤¤)