KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI – GERÇEK KİŞİ ŞİRKET İHTİYACI NEDENİYLE TAHLİYE TALEBİNİN KABUL EDİLEMEYECEĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI
Özet:
Kiralananı iktisap eden kişi, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle tahliye isteyebilir.
Ancak gerçek kişi şirketin ihtiyacı, bu kapsamda yer almaz.
Somut olayda, tahliye talebi, davacının eşinin ve çocuklarının ortak olduğu şirketin işyeri ihtiyacına dayandırılmıştır.
Bu nedenle hükmün, yerleşik içtihatlara ve kanun hükmüne aykırı olarak verildiği anlaşıldığından, bozma gerekçesi değiştirilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İlgili Kanunlar:
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 350, 351
Dava Süreci:
Davacı, davalının kiracı olduğu taşınmazları 08.12.2014 tarihinde satın aldığını, bu taşınmazların işyeri olarak kullanılacağını belirterek kira ilişkisinin yenilenmeyeceğini 29.12.2014 tarihli noter ihtarı ile bildirmiştir.
Davalı şirket tahliye etmediğinden, davacı tahliye davası açmıştır.
Davalı, davacının başka taşınmazları bulunduğunu ve ihtiyacının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi davayı kabul etmiş, davalının tahliyesine karar vermiştir.
Bu karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 11.10.2017 tarihli kararla bozulmuştur.
İlk Bozma Gerekçesi:
Yargıtay, ilk bozma ilamında;
- Davacının taşınmazda 1/5 pay sahibi olduğunu,
- İhtarnamenin tüm paydaşlar adına gönderilmediğini,
- Davanın mülkiyete dayalı açılmasının hukuken geçersiz olduğunu,
- Ayrıca davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini ifade etmiştir.
Karar Düzeltme ve Yargıtay’ın Yeni Gerekçesi:
Davacı vekili bu karara karşı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yeniden yapılan incelemede:
- Kiralanan taşınmaz 08.12.2014’te edinilmiş, 31.12.2014’te ihtar tebliğ edilmiş, dava 10.06.2015’te açılmıştır.
- TBK m. 351’e göre bu süreler içinde açılan dava süresindedir.
- Taşınmaz tarla vasıflı olsa da keşif sonucu fiilen üzerinde yapılar olduğu, fiili taksim bulunduğu ve davacının taşınmazı kullandığı belirlenmiştir.
- Bu durumda, davacının tek başına dava açabileceği kabul edilmiştir.
Ancak esas sorun;
Davacı, taşınmazı eşinin ve çocuklarının ortağı olduğu şirketin işyeri ihtiyacı için kullanacağını beyan etmiştir.
Bu durum, doğrudan davacının, eşinin veya altsoyunun kişisel ihtiyacı değil, bir tüzel kişiliğin ihtiyacı niteliğindedir.
TBK m. 350/1, yalnızca gerçek kişi ihtiyaçları için tahliye talebine cevaz vermektedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da aynı yöndedir:
Gerçek kişinin sahibi olduğu şirketin ihtiyacı, tahliye sebebi olamaz.
Sonuç:
Davacının karar düzeltme talebi kabul edilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11.10.2017 tarihli önceki bozma ilamı kaldırılmış, ancak bu kez farklı bir gerekçeyle, taşınmazın şirket ihtiyacı için kullanılması nedeniyle tahliye talebinin reddi gerektiği değerlendirilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Karar:
Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11.10.2017 tarihli, 2017/5469 E. ve 2017/13735 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına,
Mahalli mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle BOZULMASINA,
Peşin alınan karar düzeltme harcının istek hâlinde karar düzeltme isteyene iadesine,
17.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.